Hafta sonunun benim için en sevilesi yanları,
1 -
Uyumak
2 -
Gezmek
İkincisi için birinci maddeyi terk etmişliğim vardır efenim.
Bu da benim gezme sevdamı kanıtlar sanıyorum. Diyeceksiniz ki o zaman niye ilk
maddeye uyumak yazdın, güzel soru, tebrikler. Çünkü neden, çünkü hafta içi
uykusunu alamadan işe giden ve Garfield misali her an uykusu olan bir memur
insanıyım. :)
Gezmek, görmek, araştırmak, öğrenmek güzel şeyler vesselam. Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi sorusuna
kafa yormuş(yazar burda mübalağa sanatını sergiliyor) ve neticesinde çok okuyanın daha çok bileceği kanısına varmış bi
insanım. Hatta çok okuyan insanlara karşı bir imrenme, bir sempati duyma hali, bi çekememe de yok değil içimde. Buna rağmen
gezmeyi okumaktan daha çok seviyor olmam ise, üşengeçliğimden kaynaklı
sanıyorum ki… Ya da bir yerde sabit duramıyor oluşumdan… Hmm, bu daha yüksek bi
ihitmal. Mesela yolculuk esnasında kitap okumak çok hoşuma gidiyor ama dört
duvar arasında odaklanıp okuyamıyorum. Yazınca bana da bi garip geldi, evet… :)
Aslında kitap okumak, yeni bi dünyanın içerisine girmek
olarak düşünüldüğünde(ki öyle bence) gezme ihtiyacını da karşılayabilir. Gerçi
tersi de doğru; gezmek de kainat kitabını okumak şeklinde değerlendirilirse
tadına doyum olmaz sanıyorum ki. Düşünsenize, gördüğümüz her şey Rabbimizin
bize bir lütfu ve dolayısıyla şükür sebebi. Bu konu çok derin saygıdeğer
okuyucu, burada ayrıntıya girmeyeyim.
Konu iyice içinden çıkılmaz bi hal almadan sadede geleyim
bence…
Geçtiğimiz hafta sonu, öncesinde planladığımız gibi bizim
köye(Özdil) gittik arkadaşlarla. Ki bu arkadaşlar, Hilalcan, Kezo, Nesli ve
Zeyno oluyor. Maden’de kahvaltımızı
yapıp dolaştık epeyce. Hava da güzeldi şansımıza, stres attık, iyi oldu.
Yeşilin parlak rengi, temiz hava, doğal su… Zeyno’nun Komar Çiçeği, Zifin
Çiçeği diye sayıklaması; Kezo’nun metafor, enerji, libarga(ligarba demeye
çalışıyor burda) demeçleri; Nesli ve Hilalcan’ın nişan- düğün muhabbetleri…
Şükredecek ne çok sebebi olduğunu anlıyor insan, bin şükür. :) Dönüşünde
yürüyerek Özdil’e inmemiz her ne kadar bizi yormuş ve ağrıdan kıvrandırmış olsa
da, değerdi tabi.
Şimdi sorarım sana pek kıymetli okuyucu, sen kitap okuyarak
varabilir misin bu zevke. Alabilir misin güzelim Zifin Çiçeği’nin kokusunu,
dayayabilir misin ağzını tertemiz çeşme suyuna, dokunabilir misin gözyaşlarıma
ellerinle. :)
Nihayetinde diyorum ki öğrenmek (ilim) farzdır ve okuyan
insana saygım sonsuzdur. Lakin gezmek de pek güzel bi aktivitedir efenim ve
tavsiyemdir; geziniz, görünüz, yaşayınız. ;)
O sorunun cevabı fazlasıyla evet sevgili yazar hanım; o zevklerin çok daha fazlasına sadece kitap okuyarak varılabilir. Bu konuda günlerce konuşabilirim.
YanıtlaSilÇok güzel yazı olmuş bu arada efendim, elinize sağlık. :)
Teşekkür ederim efenim, teveccühünüz. İşte cevabı bulmak 24 yılımı aldı, uygulamaya ömrüm yetecek mi bilmiyorum ama deneyeceğim. :)
YanıtlaSil